KEDİ
Ben TRT
kanalı ile büyüyen kuşaktanımJ. Pazar günleri rutin olarak yapılan
şeyler; sabah çizgi filmle kahvaltı, öğlen kovboy filmi sonra da belgeselJ. Küçükken
evde kaplan, aslan, leopar vb. yavrusu beslemek isterdimJ. En sevdiğim
canlı Koala’dır meselaJ.Penguen, Kanguru, Yunus diye devam
edebilirim….:)
Evde evcil
hayvanların beslenebileceğini kabul ettim daha sonra ama kedi, köpek beslemek
isteğimi dile getirdim mi bilmiyorum. Bir gün ara sokaklardan yani kestirme
dediğimiz yoldan annem önde biz arkada, teyzemlere giderken bir evin camında
oturmuş dışarıya bakan iki tane kedi yavrusu gördük kardeşimle. Ama ne görmek
çıldırdık sanırımJ. Bayıldık, sahibi de sevmemize izin
verince nereye gittiğimizi bile unuttuk. Ayrılmak istemiyorduk. Annemin almamıza izin vereceğinden hiç emin
olmadığımdan sormak aklıma bile gelmemişti. Neyse sanırım Bürge sordu “alalım
mı noolur ” falan diye ve annem sahibine sordu, derken aldık yavru kediyi adını
Bıcır koyduk. Alacalı bir tekir kediJve de dişiJ. Öyle
sevinçle ve heyecanla kapıp getirdik ki kediyi dişi mi erkek mi sorgulamadık.
Daha sonra
aşıları, kontrolleri yapıldı. Evin düzeni ona göre sağlandı ve de bir kedimiz
olduJ. Bıcır
eğlenceli bir kediydi, büyüyünce dışarıda gezip gelmeye başladı. Gel zaman git
zaman biz onun kısırlaştırılması gereğini unutmuştukJ. Günün
birinde yatağımın üzerinde üç yavru doğurdu. Biri maalesef ölüydü. Ama diğer
ikisi muhteşemdi. Biri erkek biri dişi hem deJ. Bundan
sonra Bıcır’ın bir daha doğurmasına izin verilmedi tabi kiJ.
Erkek:Pasti, Dişi:Ponpon olduJ. Pasti benim, Ponpon Bürge’nin olduJ. Bıcır bu
arada sokak kedisi olmuştuJ. Bir-iki yıl sonra Pastimiz hiç
yanımızdan ayrılmadığı halde yazın tatil yaptığımız yerde, tatilimizin son günü
ortadan kayboldu. Her yerde aradık çok üzüldük, hele de annem…Çünkü Pasti’yi
diğerlerinden daha çok seviyordu. Ben de öyle ama maalesef kayboldu canım kedimL…Ponpon da
çok uzun bir süre anneannemin bahçesinde yaşadı. Yavruları bile olmuştu ama biz
artık onunla ilgilenmeyecek kadar çok
büyümüştükL…
Ne ben ne de
Bürge kedi sevgimizden vazgeçmedik. Ankara’da ilk çalışmaya başladığım yıl bir
kedi yavrusu daha edindim. Adı Kahve. O kadar minikti ki babamın ayağının
üzerinde uyumuştu bir akşamJ. Fakat o da büyüyünce dışarının kedisi
oldu ama hiç alışkın olmadığı için sonu da kötü oldu.
Daha sonraki
yıllarda Bürge bir kedi edindi. Adı:Salep. Sarı bir Ankara kedisi. Hayatımda
gördüğüm en enteresan erkek kedidir. Aldığında hastalanınca çok zor bir
tedavisi de olunca getirip annemle babama bırakmıştı. Tatillerde gittiğimizde
görüyorduk. Bir kere doğru düzgün miyavladığını duymadım. Evde pişen et
yemeklerinin tümüne karşı ilgisizdi. Sadece gece herkes yattığında mırıl mırıl,
miyav miyav, kapıları tırmıklar, kesinlikle uyutmazdı. Sabaha kadar kendisini
oyalatır, sabah olunca devrilip uyurdu. Annemle babama çok çektirmişti. Ama
onlar şikayet etmeden baktılar onaJ.Yemek varken masanın üzerine asla
saldırmazdı, patisini bile koymazdı. Bir de koridorda dolaşırken kendi kendine
mırıldanırdı. Tuhaf bir kediydi. Biz hep beraber kalkıp Bürge’nin düğünü için
Rize’ye gittiğimiz hafta karşı komşumuzdan rica etmiştik ilgilensin diye. Ancak
bir hafta boyunca 24 saat miyavlamış ve en nihayet sesi kısılmıştı. Eve
döndüğümüzde meğer bize öyle kızmış ki fırlayıp çıktı bir daha da dönmedi.
Son olarak
Beyaz. Bir arkadaşımızın ricası üzerine Ataşehir’e taşındığımda almıştım
yanıma. Siyahtı sadece göğsü beyazdıJ. Sadece iki yıl kalabildi yanımda sonra
onu da başka bir aileye verdim. Çünkü artık kedi tüyünden rahatsız olmaya
başlamıştım resmen nezle gibi burnum ve gözlerim yanıp kaşınıyorduL(.
Artık
Facebook’taki kedi videolarıyla idare ediyoruz. Kedi sevgisi başka türlü bir
şey, bitmez ki!:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder