25 Mayıs 2012 Cuma


KEDİ

Ben TRT kanalı ile büyüyen kuşaktanımJ. Pazar günleri rutin olarak yapılan şeyler; sabah çizgi filmle kahvaltı, öğlen kovboy filmi sonra da belgeselJ. Küçükken evde kaplan, aslan, leopar vb. yavrusu beslemek isterdimJ. En sevdiğim canlı Koala’dır meselaJ.Penguen, Kanguru, Yunus diye devam edebilirim….:)

Evde evcil hayvanların beslenebileceğini kabul ettim daha sonra ama kedi, köpek beslemek isteğimi dile getirdim mi bilmiyorum. Bir gün ara sokaklardan yani kestirme dediğimiz yoldan annem önde biz arkada, teyzemlere giderken bir evin camında oturmuş dışarıya bakan iki tane kedi yavrusu gördük kardeşimle. Ama ne görmek çıldırdık sanırımJ. Bayıldık, sahibi de sevmemize izin verince nereye gittiğimizi bile unuttuk. Ayrılmak istemiyorduk. Annemin  almamıza izin vereceğinden hiç emin olmadığımdan sormak aklıma bile gelmemişti. Neyse sanırım Bürge sordu “alalım mı noolur ” falan diye ve annem sahibine sordu, derken aldık yavru kediyi adını Bıcır koyduk. Alacalı bir tekir kediJve de dişiJ. Öyle sevinçle ve heyecanla kapıp getirdik ki kediyi dişi mi erkek mi sorgulamadık.

Daha sonra aşıları, kontrolleri yapıldı. Evin düzeni ona göre sağlandı ve de bir kedimiz olduJ. Bıcır eğlenceli bir kediydi, büyüyünce dışarıda gezip gelmeye başladı. Gel zaman git zaman biz onun kısırlaştırılması gereğini unutmuştukJ. Günün birinde yatağımın üzerinde üç yavru doğurdu. Biri maalesef ölüydü. Ama diğer ikisi muhteşemdi. Biri erkek biri dişi hem deJ. Bundan sonra Bıcır’ın bir daha doğurmasına izin verilmedi tabi kiJ. Erkek:Pasti, Dişi:Ponpon olduJ. Pasti benim, Ponpon Bürge’nin olduJ. Bıcır bu arada sokak kedisi olmuştuJ. Bir-iki yıl sonra Pastimiz hiç yanımızdan ayrılmadığı halde yazın tatil yaptığımız yerde, tatilimizin son günü ortadan kayboldu. Her yerde aradık çok üzüldük, hele de annem…Çünkü Pasti’yi diğerlerinden daha çok seviyordu. Ben de öyle ama maalesef kayboldu canım kedimL…Ponpon da çok uzun bir süre anneannemin bahçesinde yaşadı. Yavruları bile olmuştu ama biz artık onunla ilgilenmeyecek kadar  çok büyümüştükL

Ne ben ne de Bürge kedi sevgimizden vazgeçmedik. Ankara’da ilk çalışmaya başladığım yıl bir kedi yavrusu daha edindim. Adı Kahve. O kadar minikti ki babamın ayağının üzerinde uyumuştu bir akşamJ. Fakat o da büyüyünce dışarının kedisi oldu ama hiç alışkın olmadığı için sonu da kötü oldu.

Daha sonraki yıllarda Bürge bir kedi edindi. Adı:Salep. Sarı bir Ankara kedisi. Hayatımda gördüğüm en enteresan erkek kedidir. Aldığında hastalanınca çok zor bir tedavisi de olunca getirip annemle babama bırakmıştı. Tatillerde gittiğimizde görüyorduk. Bir kere doğru düzgün miyavladığını duymadım. Evde pişen et yemeklerinin tümüne karşı ilgisizdi. Sadece gece herkes yattığında mırıl mırıl, miyav miyav, kapıları tırmıklar, kesinlikle uyutmazdı. Sabaha kadar kendisini oyalatır, sabah olunca devrilip uyurdu. Annemle babama çok çektirmişti. Ama onlar şikayet etmeden baktılar onaJ.Yemek varken masanın üzerine asla saldırmazdı, patisini bile koymazdı. Bir de koridorda dolaşırken kendi kendine mırıldanırdı. Tuhaf bir kediydi. Biz hep beraber kalkıp Bürge’nin düğünü için Rize’ye gittiğimiz hafta karşı komşumuzdan rica etmiştik ilgilensin diye. Ancak bir hafta boyunca 24 saat miyavlamış ve en nihayet sesi kısılmıştı. Eve döndüğümüzde meğer bize öyle kızmış ki fırlayıp çıktı bir daha da dönmedi.

Son olarak Beyaz. Bir arkadaşımızın ricası üzerine Ataşehir’e taşındığımda almıştım yanıma. Siyahtı sadece göğsü beyazdıJ. Sadece iki yıl kalabildi yanımda sonra onu da başka bir aileye verdim. Çünkü artık kedi tüyünden rahatsız olmaya başlamıştım resmen nezle gibi burnum ve gözlerim yanıp kaşınıyorduL(.

Artık Facebook’taki kedi videolarıyla idare ediyoruz. Kedi sevgisi başka türlü bir şey, bitmez ki!:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder