29 Aralık 2011 Perşembe

2011 ACİLEN BİTERKEN, ARKASINA BAKMADAN GİDERKEN;


Hiç de umduğum gibi geçmeyen hatta tepetaklak olan tek sayılı yıl: tam bir traji komediydin haydi terk et bizi...

Ama finalde yakaladığım gezi ile bir parça affedebilirim belki seni:)

CHRISTMAX IN BUDAPEST AND WIEN...

Şu sıralar gündemde olan Noel Bayramı'nı yani Christmas'ı Budapeşte ve Viyana'da ucundan yakaladık. Hiç Noel Baba kılığında birini görmedik. Her gün dolu dolu geçti, çok yürüdük, dolaştık ama değdi de az geldi bile:)

Yaklaşık bir ay önce karar verip, biletler alındı, ben yeşil pasaportluyum övünmek gibi olmasın, aynen Ankara'ya gider gibi gidebiliyorum bir çok ülkeye ama kısmet bugüneymiş daha önce fırsat yaratamamıştım:)İşte böyle bir anda oluyormuş meğerse...her şeyin sırası var gerçekten...neyse kalacak yer, gezi planı, görülecek yerler gece yarılarına kadar vıdı vıdı konuşuldu ayarlandı. Biraz heyecan olmalıydı ama yoktu taaa ki uçağa binene kadar:)
2 sa kadar sonra Budapeşte hava alanına indik, evlerinde kalacağımız arkadaşlar arandı, taksi geldi tam bindik gidiyoruz. Benim alt dudağımın altında bir kaşıntı bir kabarcık...uçukladı mı bir güzel...peh yani...:)
Şoför ingilizce bilmediği gibi kendi dilini de konuşamıyordu sanırsam ya da biz anlamıyoruz zaten:) ağzında geveleye geveleye ülkesinin yönetimi ve ekonomisinden memnun olmadığını anlatmaya çalıştı. Bizdeki yanıt: hee hee bizim ülke de aynı vb...:P..dedik bu kadar..

Daha sonra kalacağımız eve geldik, bizi misafir eden dünya tatlısı arkadaşlara sonsuz teşekkürler:)çoook iyi ağırlandık:)Hele de son gün evsahibinden gelen noel çöreğini unutamam:)sabah sabah bir koku sardı evi miss...bayram işte bence kültürü aynı, çörek yapılmış komşularına ve kiracılarına dağıtıyordu teyze:)bizdeki gibi...

Biraz soluklanıp şehir merkezine geldik.16.00 dedi mi hava karanlık oluyor zaten...Geze geze en yüksek yapı olan Basilica'ya doğru geldik, meydanda mini bir pazar kurulmuş, hediyelikler, yiyecek, içecek, müzik, kocaman çam ağacı, vb..eğlence...O akşam Hard Rock Café'de vakit geçirdik, eve döndük. 
Ertesi sabah VolanBusz terminaline, otobüse ve Viyana'ya doğru yola çıktık. Yaklaşık 2.5 sa. sonra Viyana Havaalanından tur atıp terminale benzer bir yere geldik. Oradan metroya geçtik ve kalacağımız otelin bulunduğu yere varınca, biraz sokak araştırması yapıldı tabi elimizde haritamız var, yürüdük vee sonunda oteldeydik:)Otel şehir merkezine yürüme mesafesindeydi ve çok şirindi. Çantaları atıp çıktık yürüyerek Stephansdom...İçerisinin ışıklandırması olağanüstüydü...ayrıca caddelerin ışıkları göz alıcıydı…baktık herkes adım başı kurulan büfelere toplaşmış nedir bu dedik Punchmış, alkollü alkolsüz meyveli çeşit çeşit bir içecek…evet biz de PUNCH içtik sonra pazarlık yapıp konser bileti aldık ve de gece bir klasik müzik showu izledik…J
Ertesi gün sabah kahvaltıdan sonra, Hofburg Sarayı’ndan, Museums Quartier’e doğru yürüdük. Burada da küçük süslü kulübelerde hediyelikler, süsler, yiyecek, içecek vb. artık ne ararsanız vardı…JTabi yine PUNCH…J…akşam yemeği için yaptığımız planlar dikkatsizliğimizden suya düştüğü için Cafe Diglas’ı tesadüfen bulup akşam yemeğimizi yedikten sonra daha önceden belirlediğimiz bir kilisede noel ayinine katıldık…İstanbul’da çok istediğim halde bir türlü denk getirip de izleyemediğim noel ayinini Viyana’da izlemek kısmetmişJ)

Sonraki gün sabah otelde eğlenceli bir kahvaltı yapıp toparlandık ve Inner Stad bölgesini gezip, yine rastgeldiğimiz küçük bir cafede Zaher Torte + kahve keyfimizi de aradan çıkartarak, Albertina Müzesi’nin hemen yanındaki küçük, şirin bir dükkandan ufak tefek alış verişimizi yapıp metrodan otobüse atlayarak Budapeşte’ye dönüşe geçtikJ

Budapeşte’de son akşamımızı -İstanbul’dayken mecbur kalmadıkça gitmeyeceğim- bir Török Etterem’de mi geçireceğiz derken son anda güzel bir pub’da caz dinleyerek tamamladık.

Son gün ise Peşte’den Buda’ya yürüyerek Buda Kalesi’ne çıktık ve orada vakit geçirdikten sonra akşam havaalanı ve İstanbul’a uçuşJile noel tatilimizi tamamladık. Evet bu bir kültür turu değil Christmas tatiliydi ama önemli yerleri de görmüş olduk.

“Yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat” derler ya! Hah işte bu iki şehir öyle yerler değil maalesefJ O yüzden uzun uzun değil kısa ve öz anlatmak istedim. Zaten de en önemli şeyleri yiyip içemedimJHer iki şehirde de doku, insanlar, hava farklı, “bir kere gördüm bir daha gitmem” denecek yerler değil, her gidildiğinde farklı bir nokta keşfedilebilir.

Sonuç: Viyana; aristokrat, sanatçı, entelektüel, büyülü…J
             BudaPeşte; huzurlu, keyifli, sakin, bir zaman tüneli…J

Bu geziden kazanımlarım:

1-Budapeşte'de metro ile bir yerden bir yere gidebilmeyi, (Toplu ulaşım çok düzenli ve dakik...ayrıca da neredeyse bedava:))
2-Budapeşte-Viyana arasındaki otobüslere binmeyi, otobüste tuvalet olduğunu, muavin olmadığını, kimsenin konuşmadığını ve indiğimde nereden nereye gideceğimi, :) 
3-Noel gecesinin 24Aralık'ı 25Aralık'a bağlayan gece olduğunu her saat başı kilise ayinlerinin yapıldığını, 24ünde öğleden itibaren cafe-market, müze vb. dahil heer yerin kapandığını planların alt-üst olabileceğini, Figlmüller’in kapısında öylece kalınabileceğini, :)
4-Viyana'da da metro ile bir yerden bir yere gidebilmeyi, :)..(kontrol eden yoksa o da bedava)
5-Macarların hala kendi paralarını kullandıklarını, paralarının euro karşısında gayet değerli olduğunu,(en değersiz para bizde)
6-Macarların ünlü likörü Unicum’un değil Palinka’sının lezzetli olduğunu öğrendimJ
7-Viyana’da klasik müzik konserlerinin turistik kategoride, sokak konseriymiş gibi özellikle Kosovalı gençler tarafından (ya da tahminimce öğrenciye ek iş), pazarlık payı bırakılarak satıldığını,
8-@WIEN; Bu mevsimde havanın 0 derecenin üzerine çıkmadığını, bu nedenle bence insanın içini ısıtan PUNCH büfelerinin adım başı olduğunu, çeşit çeşit ve çok lezzetli bu içeceği eğer seramik fincanda içiyorsanız 2 euro daha verip fincanın satın alınabildiğini,(mavisi var yeşilini ısmarlarım bak)
9-Tüm gezi yazılarında rastlayabileceğiniz gibi Viyana’da adım başı Mozart yazılı her şeyle karşılaşabilir hatta güya onun gibi giyinmiş sokak sanatçılarını görebileceğimizi, J
10-"TÖRÖK ETTEREM'in: Türk Restoranı..:)KÖSENEM'in: teşekkürler" olduğunu öğrendim.(not:çakırkeyif olunca ilk E çıkmıyor:)))

3 Haziran 2011 Cuma

HAZİRAN 2011

Kabus gibi bir eğitim-öğretim yılını bitiriyorum ya inanılmaz!Gözde atama istedi ve çıktı artık gidiyor 10 yıl sonra başka bir okulda devam edecek!!Yalnız Eylül'de her şey yeniden başlayacak, bu kez sıra ben de olacak yalnız!En başta zafer kazandığını düşünen birine kına vereceğim kıçına yakması için, sonra da o zaferi burnundan fitil fitil getireceğim, arkasına bakmadan kaçırtacağım!!Keçileri zaten kaçırmış bir de kendini şutladık mıydı son 2 yılımızı rahat geçirelim bari binada diye düşünüyorum!

Arka bahçeye yapılan yeni okul binaları tamamlandı. Bildiğin Avrupa'da bir yer:)Ancak içerik önemli, dışardan bakınca mükemmel ötesi görünüyor da eğitim-öğretimi görelim bir de?Türkiye'de bir ilk olacakmış. E biz neyiz??Ne yaptık bu bölümde 2002den beri? Sabancı Vakfı'ndan bir müdür, bizim sınıfların kurucusu "ben oranın planını programını yaptım ama altına imzamı atmadım" deyince "iyi ki atmamışsınız o berbat programın altına imzanızı" demiş!...Ey yüzyılın eğitimcisi sen nerden biliyorsun spastik çocukların plan programlarını??Onca emeğe "berbat program" diyebiliyorsun ya eyvallah!!Daha iyisini yapın da görelim!!Size en başında zorla lütfedip sorduğunuzda söyledik. İstediğiniz öğrenci profili olan " spastik olacak ama zihinsel engeli olmayacak" çocukların, o milyonlar döktüğünüz okula değil akranlarıyla aynı sınıflara gideceğini söyledik. N'ooldu sonra? Reklam panosundaki yazı:
-Cerebral Palsy’li olup; Öğrenme güçlüğü olan, hafif ve orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar,
 -Cerebral Palsy’li olmayıp;Öğrenme güçlüğü olan hafif ve orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar eğitim alacaktır.
 AA nooldu? neden vazgeçtiniz öyle?:)))))Okullar yıllık 20-25bin ücretli olunca herhalde değişiklik oldu:)
Neyse, ya sakalımız olursa ya da 60 üstü yaşa gelince herhalde lafımız değerli olacak; yani bu da bir hayal ürünü gibi:)
Biz 2003'ten 2009'a kadar (2010-2011 bu yılın içine edildiği için saymıyorum) Spastik+zihinsel yetersizlik ile hatta + konuşma yetersizliği hatta + görme yetersizliği + işitme yetersizliği olan çocuklarla akademik, bilişsel, özbakım, davranışsal, sosyal beceriler, atölye çalışmaları vb. pek çok çalışma yaptık, ve kendi hazırladığımız bir program yürüttük. Şimdi böyle bir çalışmaya berbat deyip yeniden mi yazacaksınız??Ya lütfen buna kim olsa güler:)Dikkat edin de elinizde patlamasın:)

Spastik Çocuklar'ın akademik, bilişsel, sosyal beceri, davranış ve atölye eğitimleri konusunda Türkiye'deki uzmanlar 2 kişidir ve Metin Sabancı Spastik Çocuklar Merkezi ve Ata İlköğretim Okulu Özel Eğitim Sınıfları"nda çalışmaktadırlar.Bilginize!

31 Mart 2011 Perşembe

Bir çocuğun şiiri...kedisine yazmış...

YUMACIK

Ne zaman annem kızıp söylense
Yumacık koşup kucağıma gelse
Konuşuruz, dertleşiriz.
Eğer cezalıysam ağlaşırız.
Kedicik, bebecik, yumacık tatlım.
Hem sever hem oynarım

Canım kedim, maskaram benim.
Nasıl severim ay
Isırmasana(yapma bi daha)
Yumacık bugün sütünü döktü.
Korkudan kaçıp kucağıma koştu.
Onu sakladım, anneme yalvardım.
Kedicik, bebecik, yumacık canım.
Hem sever, hem oynarım.


ÇOCUĞUNUZUN ÖZGÜVENİNİ DEĞERLENDİRİN!

1-Çocuğum kendini ifade etmekte zorlanır.
2- " kendi ihtiyaçlarını hırçın bir biçimde dile getirir.
3- " kalabalık ortama girmekte zorlanır.
4- " etrafındaki olaylara karşı ilgisiz davranır.
5- " çoğu zaman çekingen davranır.
6- " konuşmaktan hoşlanmaz.
7- " bir zorlukla karşılaştığında kaçma eğilimi gösterir.
8- " ihtiyaçlarını bizim yerine getirmemizi ister.
9- " sık sık ağlar.
10- " çoğu zaman karamsardır.
11- " mutlu olmakta zorlanır.
12- " başladığı işleri yarım bırakır.
13- " arkadaş edinmekte zorlanır.
14- " genellikle sevilmediğini düşünür.
15- " yanlış yapmaktan korkar.
16- " yaptığı işlerde hep onay bekler.
17- " istekleri yerine gelmediğinde şiddete yönelir.
18- " sık sık öfke patlamaları yaşar.
19- " utangaç bir yapıdadır.
20-Çocuğumda farklı davranış bozuklukları vardır.(Alt ıslatma, kekemelik, tırnak yeme vb.)

Bu listede en az 7 kez EVET diyorsanız özgüveninin zayıf olduğu söylenebilir.

Psk.Danışman Kudret Eren Yavuz'dan alıntıdır.