19 Eylül 2010 Pazar

Gündem:Okul açılıyor:)

Hayret! işler ajandama sığmaz oldu:)Yarın okul başlıyor, öğrenciler gelecek ve eğitim-öğretime hazır olmayan sınıflar bulacaklar. Okul hazırlıklarına geç bırakıldık bu yıl...
Yarın ayrıca diplomamı almaya üniversiteye gidicem:)

Öğrencim Beyza'nın plan programını ayarlamam, öğretmen görüşmelerini takip etmem lazım...

16.Eylül akşamı Bağdat Caddesi "Fashion Night Out" etkinliğine katıldık Meltem'le birlikte ve çook eğlendik:)Müthiş bir samba partisi vardı cadde boyunca:)

18.Eylül akşamı Jehan Barbur'u dinledim nihayet! Cihangir-Kaktüs Cafe'de...Cihangir'in de havası yetiyor insana ne kadar farklı!:)

TV sezonu açıldı, yepyeni dizileri takip etmeye başlıycez ister istemez, uzun kış gecelerinde:)
YENİ ESKİ
-Öyle bir geçer zaman ki -Çocuklar Duymasın
-Fatmagül'ün suçu ne? -Aşk ve Ceza
-Deli Saraylı -Kapalı Çarşı
-Türkan -Chuck
-Spartacus -Merlin

Kitap: Olasılıksız tekrar denenecek:)

İyi haftalar...



6 Eylül 2010 Pazartesi

EYLÜL...:)

Bu tatil de bitti, işe başladım. 27.Ağustos günü eve döndüm ama benden önce ziyaretçimiz olmuş meğer...Bu akılsız hırsızı tebrik ederim. Çünkü evin genel haline şöyle bir baktığında bir şey bulamayacağını anlamış olmalıydı ama dediğim gibi akılsız!!Benim tahminimce hırsızlar uyanık olur:)Neyse bir şey bulamadığı gibi ortalığı güzelce dağıtmış ama bu da bir iyilik çünkü dolaplar zaten baştan aşağı yeniden yerleşecekti:)Sonuçta avucunu yalayarak gitmiş:)
1.Eylül'de yağmurlu bir güne uyandık ve sonbahar aniden geldi. Eylül ayını da Mayıs gibi severim. Biri ilkbaharın diğeri sonbaharın sevimlisi:)
Okulda değişiklikler ve yenilikler var. Öncelikle yeni bir müdür ve arkadaşlar gelmesi ve bizim bölümde üç kişi kalmamız...Öğretmene ihtiyaç var acilen, KPSS kopya olayı öğretmen atamalarını durdurduğu için zor durumdayız şimdilik, hayırlısı:)
Diğer haberler belli: duma duma dum referandum, basketbol, yeni diziler vb...
Gündemimizi kendimizin belirleyeceği bir yerde olmak isterdim.
Yaptığım planları, hayalleri harfiyen uygulayabilme imkanım olsun(şehir hayatında ne gerekiyor belli), kafamız yalan yanlış konularla meşgul olmasın, birçok şey dayatılmasın, insanlar kompleksli olmasın, özellikle"yansıtma" savunma mekanizmasına sığınmasın, magandalık ırsi mi karılar benden tırsi mi durumları -ki kadınlı erkekli abartılı-olmasın...vb...
Daha anlayışlı , herkesin başkalarıyla değil, kendiyle ilgili olduğu, ekip çalışmalı, hasetsiz,, dedikodusuz ortamlarda yaşamayı ve çalışmayı, isterdim. Ama toplumun geneli öyle cahil(okumuşu da okumamışı da)öyle başa çıkılamaz, anlaşılamaz bir yozluk içinde ki ister istemez düşünüyorum; böyle devam ederse iletişim nasıl kurulacak insanlarla? İnsani değerler bitti mi artık ya da bitiyor mu? Şu anda bile bazı insanlarla konuşulmuyor, çünkü karşındaki söylediğini algılamıyor ya da üzerinde düşünmüyor bile...Varsa yoksa kendisi doğru...O doğruluğunu savunduğu da sağdan soldan toplama bilgi..."Şimdiden" diycem ama çook uzun zamandır bir çok insanla farklı frekansta hatta boyuttayım...:))
Dolayısıyla bir de kendimi ifade edememe durumum var...Daha doğrusu tek bir cümleyle söylediğim konunun anlaşılmasını beklerken o lafın çok farklı alanlarda işlem gördüğünü farkettim...Bu da kendimi ifade edememe sorunu olarak ortaya çıkıyor tabi:)
MUTSUZ bir yazı gibi oldu ama tam tersi:)Ben bu yazdığım diğer boyuttaki iletişimsiz insanlara ACIYORUM maalesef:)Asla sorgulamayacakları, öğrenemeyecekleri, kimseyi dinlemeyecekleri ortamlarda yaşayıp gidecekler, hakkettikleri kadar değer bulacaklar ve sürekli yargılayacaklar, karşıtlarına hakaret ederek kendilerini savunacaklar:)yansıtacaklar:))BU da ZAVALLILIKtır ne yazık ki:)Sadece üzgünüm onlar için...O kadar:))

Ey sevimli Eylül; LÜTFEN güneşle serinliği bir arada tut, hava mis gibi koksun, beyinlere bol oksijen gitsin, herkesin işleri HAYIRlı olsun!..:))SEVGİLER...

NOTLAR: Tatilde Olasılıksız, Suskunlar(2.kez), Sırça Köşk ve İnsancıklar'ı okuyabildim. Olasılıksızdan uzak durmalıyım zira hiç tarzım olamayacak bir kitapmış:)Suskunlar'a zaten laf yok:)Sırça Köşk'ün eşi benzeri olamaz:)İnsancıklar -Dostoyevski'nin ilk romanı- gayet keyifli:)
Hala INCEPTION'a gidemedim:((pöf...

Herkese iyi bayramlar ve iyi Eylüller dilerim, sevgiler...:))